
Trafik kazası sonrası kazanın oluşumunda kusuru bulunmayan ya da diğer tarafa nazaran daha az kusurlu tarafın aracında meydana gelen değer kaybı zararının nasıl tazmin edileceği açıklanmıştır.
Değer kaybı, kısaca trafik kazası sonrasında onarılan aracın kaza öncesi ikinci el fiyatında ve piyasa rayicindeki azalma olarak tanımlanmaktadır. Yargıtay’ın yerleşik, istikrarlı içtihatlarına göre ise; motorlu aracın kaza öncesindeki hasarsız piyasa rayiç değeri ile onarım sonrası piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybı olarak belirtildiği bilinmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu madde 85 gereği;
Ayrıca işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91.maddesine göre: “İşletenler, bu Kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasındaki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadırlar.” Hükmü birlikte değerlendirildiğinde kusurlu araca ait Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) kapsamında araç değer kaybı talep edilebilecektir.
Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Karayolları Trafik Kanunu (KTK) göre; zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık bir sürelere tabidir. Ancak özellikle belirtmek gerekir ki ölüm ve yaralanmalı trafik kazalarında, değer kaybı başvuru zamanaşımı süresi belirlenirken KTK 109 da belirtildiği üzere ceza kanununda belirlenen zamanaşımı süresi uygulanır. Bu sebeple ölüm/yaralanma hallerin de Türk Ceza Kanunu (TCK) 66. Maddesine göre zamanaşımı süresi dikkate alınacaktır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ekinde değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı konusunda bir formül oluşturulmuş ise de Anayasa Mahkemesinin 14.02.2023 günü yürürlüğe giren, 29.12.2022 Tarih, 2021/82 E. 2022/167 K. Sayılı İptal Ve Ret Kararı ile ilgili hesaplama hükümleri iptal edilmiş olup 6098 sayılı TBK haksız fiil hükümleri gereği, trafik kazasında kusurlu olan taraf, kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmayan ya da daha az kusurlu olan tarafın zararını gidermekle yükümlü olacağından reel değer kaybının hesaplanarak zararın giderilmesi gerekecektir. Bu sebeple sosyal mecralardaki gerçeklikten uzak hesaplama araçlarının kullanılması hatalı sonuca neden olabilecektir. Gerçekçi bir zarar hesabı için aracın kaza öncesi ve kaza sonrası piyasa koşullarında satılan emsal araçlar kıyaslanarak sonuca gidilmesi ve gerekirse bir uzmandan destek alınması önerilmektedir.
Yukarıda araç değer kaybı talebini kime karşı yöneltebilirim, başlığı altında yapılan açıklamalar tekrar okunmasını ve değer kaybı talebinin sigorta şirketine karşı yapılmış olduğu olasılıkta; istenen evraklar KTK madde 97 hükmü gereği zarar görenin, ZMMS de öngörülen teminat sınırları içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
Sigorta başvurusu sonucunda ödeme yapılmaması ya da eksik ödeme yapılması durumunda; başvurucu isterse yargı yolunu, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemini (sigorta tahkim, arabuluculuk) veya İcra İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde zararını tazmin edebilecektir. Dava yolunun tercih edilerek sigorta şirketine karşı husumet yöneltildiğinde, arabuluculuk yolunun tüketilmesi zorunlu dava şartı olduğu unutulmamalıdır. Bahsi geçen her bir yol farklı tercihler olmakla beraber somut olaya göre ilerlenmesi alacağa en kısa süre de ulaşılması ve zararın gereği gibi giderilmesi açısından önem arz etmektedir.
Bu hukuki süreçleri zarar gören kişi kendisi de yürütebilecektir yani avukata vekalet verme zorunluluğu yoktur. Maalesef son yıllarda sadece bu alanla ilgili olarak yetkili olmadıkları halde kişisel verileri yasaya aykırı olarak ele geçiren şahıslar/şirketler araç değer kaybı ile ilgili başvuruları kendilerinin yürütebilecekleri iddiası ile zarar gören vatandaşların daha fazla zarar görmesine sebep olmaktadırlar. Bu kişilere ve hasar danışmanlık hizmetleri vs. gibi isimler altında yapılanan bu oluşumlara itibar edilmemesi, sürecin sigorta hukuku alanında çalışan avukat aracılığı yürütmesi hak kayıplarını önlemek açısından faydalı olacaktır.
Yargıtay 9.Hukuk Dairesi, Esas: 2022/7225, Karar: 2022/8374 ;
Uyuşmazlıkta; davacı işveren davalı işçinin kendisine ait araçla yapmış olduğu trafik kazasından kaynaklanan hasar ve değer kaybının tahsilini talep etmiş, davalı işçi ise meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını savunmuştur. Mahkemece trafik bilirkişisinden alınan raporda; davalı işçinin kullandığı aracın çöp kamyonu olmasından kaynaklı teknik özellikli bir araç olması nedeniyle hızını bu özellikli araca ve yol durumuna göre ayarlaması gerekirken 2918 sayılı Kanun 52 inci maddesi (b) fıkrasını ihlal ettiğinden bahisle %100 asli kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkemece tespit edilen hasar ve değer kaybının tamamından trafik bilirkişi raporu doğrultusunda davalı işçinin sorumlu olduğuna hükmedilmiş ise de kusura ilişkin trafik bilirkişisinden alınan raporun hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki iç ilişki yönünden iş sağlığı ve güvenliği uzmanı bilirkişi tarafından 6331 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek dosyadaki deliller irdelenip değerlendirilmeksizin davalının kusur durumu belirlenmiştir. Yukarıda yer verilen kanun hükümleri bir arada değerlendirilerek işçinin kaza sebebiyle iş sözleşmesini ihlal edip etmediği, hangi ölçüde ihlal ettiği, kusur durumu ve kusur oranı bağlamında bir değerlendirilme yapılmamış olması hatalıdır. Mahkemece taraflar arasındaki iç ilişki yönünden bir iş sağlığı ve güvenliği uzmanı bilirkişiden rapor alındıktan sonra dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirme yapılarak sonuca gidilmelidir. Yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle taleplerin kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle bozulmasına..