İYUK madde 2 – İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı

İYUK madde 2 – İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı

İdari Yargılamada Üç Dereceli Sistem Ne Anlama Geliyor?

İdari yargılamada üç dereceli sistem:

  • İlk derece mahkemesi olarak, idare ve vergi mahkemelerini,
  • İkinci derece mahkemesi olarak, bölge idare mahkemesini/ İstinaf mahkemesini,
  • Üçüncü derece mahkemesi olarak, Danıştay yani temyiz merciini ifade ediyor.

İdari Yargılamada Mahkeme Dosya İncelemesini Nasıl Yapılıyor?

Mahkeme öncelikle dava dilekçesinin usul kurallarına uygun olup olmadığını inceler ve uygun bulursa dilekçeyi davalı tarafa tebliğ eder. Dilekçeler teatisi olarak ifade edebileceğimiz süreç başlamış olur. İdari yargılamada esas itibari ile yazılılık ilkesi geçerli olup mahkeme incelemeyi dosya üzerinden yapmaktadır. Resen araştırma ilkesinin bir gereği olarak mahkeme uyuşmazlık hakkında hüküm kurabilmek için delilleri kendisi toplayacaktır. Ancak tam yargı dava dilekçelerinde davacı taraf, zararın hangi idari eylemden kaynaklandığını, zararın nasıl gerçekleştiğini, hangi hakkının ihlal edildiğini, zarar ile idari eylem arasında nedensellik bağını kuracak şekilde detaylı anlatması önemlidir. Her ne kadar resen araştırma ilkesi geçerliyse de davacı taraf, idarenin kusurluluğunu ortaya çıkararak, zararını tazmin edebilmek için mahkeme ile daha yakın bir işbirliği içerisinde olmak zorundadır.

İptal davalarında ise durum biraz daha farklıdır. Resen araştırma ilkesi bu davalarda da geçerli olmakla beraber, objektif niteliği daha fazla olan iptal davalarında iptale konu idari işleme ilişkin bilgi/belgeler genel olarak davalı idarede olduğundan, idari kurumun mahkemeye mevzuatında gereği olarak savunma dilekçesi ile birlikte idari işleme ilişkin tüm evrakları sunması beklenmektedir. Mahkeme gerekli gördüğü bütün bilgi/belgeleri taraflardan ya da davaya taraf olmayan başkaca kişi ve kurumdan isteyebilir. Dolayısıyla iptal davalarında idarenin savunması ile birlikte sunduğu idari işleme ilişkin dosya incelendikten sonra  savunmaya cevap dilekçesi daha kapsamlı olarak yazılabilecektir.

İdari Mahkemelerinde Duruşma Yapılır mı?

İdari yargılama usulünde yazılılık ilkesi geçerli olduğundan duruşma istisnai hallerde açılır. İptal davalarında tarafların süresi içerisinde talepleri üzerine duruşma açılır. Tam yargı davalarında ise her yıl güncellenen belirli bir miktarın üzerindeki uyuşmazlıklarda duruşma açılır. Tarafların mahkemede kendi lehlerine karar çıkması için hakimde kanaat oluşturma amacı ile mahkemede kendilerini ifade etmeleridir. İdari yargıdaki duruşma hukuk ve ceza davalarındaki sözlü yargılamadan farklıdır. Çünkü bu duruşmada taraflara iki defa söz hakkı verilir ve duruşmaya katılmamanın bir yaptırımı yoktur. Uygulamada duruşmada zabıt katibi aracılığıyla tutanak tutulması yerine hakim tarafından alınan notlar söz konusudur. Gerçek bir hukuki tartışma ortamından bahsetmek oldukça zordur. İdari yargılamada duruşmanın şekli anlamda yapıldığı söylenebilir. Mevzuata göre mahkeme duruşmadan en geç 15 gün sonra hükmünü açıklamak zorundadır. Ancak bu zorunluluk ara karar müessesi ile aşıldığı ifade edilebilir.  Duruşma davetiyeleri taraflara duruşma gününden en az otuz gün önce gönderilir. Tarafların hiç biri gelmezse duruşma açılmaz, dosya incelemesi evrak üzerinde yapılır. Danıştay ve Bölge İdare Mahkemelerinde duruşma yapılması için tarafların istemi yeterli değildir. Danıştay ve Bölge İdare Mahkemelerinin duruşma yapılmasında hukuki yarar görmesi ve bu yönde karar alması gerekir. Duruşmada davanın temelini oluşturan vakıalar ve talepler değiştirilemez. Bu sebepten idari yargılamada duruşma talep etme konusu çok iyi değerlendirilerek talep edilmesi tavsiye edilmektedir.

İdari Mahkemelerinde Tanık Dinlenir mi?

Tanık delili gerek medeni yargılamada gerekse ceza yargılamasında sıklıkla başvurulan bir delil olmakla beraber, idari muhakemede tanık dinlenmemesi adil yargılanma hakkı bağlamında eleştirilebilmektedir. Ayrıca davalı idare, memur hakkında işlem yaparken olaya ilişkin tanıkları dinleyip kanaat oluşturabilmekte ve tek yanlı olarak memur hakkında işlem tesis edebilirken idare karşında zayıf konumda olan kişilerin davacı oldukları idari davalarda kendi lehlerine olabilecek tanıkları dinletememesi silahların eşitliği ilkesine ve genel olarak hukuki dinlenilme hakkına da aykırı olduğu değerlendirilebilir. İdari yargılama mevzuatı tanık dinletilmesi açısından yasak getirmemesine rağmen mevcut uygulamada idare mahkemelerinde maalesef tanık dinletmek mümkün değildir.

İdari Yargılamada Bilirkişi İncelemesi ve Keşif Yapılır mı?

İdari yargılamada ve özellikle tam yargı davalarında maddi zararın hesaplanması gibi teknik konularda özellikle bilirkişi incelemesine sıklıkla başvurulmaktadır. Davacının manevi zarar talebi söz konusu ise hükmedilecek manevi tazminat miktarı bizzat mahkeme tarafından tespit edilir. İdari yargı yerleri talep olmasa dahi resen keşif deliline başvurabilmektedir.

Islah Ne Demektir, İdari Yargılamada Islah Yapılabilir mi?

Islah kısaca iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının istisnalarından biridir. Kural olarak idare mahkemelerinde taleple bağlılık ilkesi geçerli olup talep sonucu dışına çıkamaz. Fakat tam yargı davalarında bir kereye mahsus ıslah mümkündür. Böylelikle davacı uygulamada genel olarak bilirkişi raporu doğrultusunda dava dilekçesinde talep etmiş olduğu zarar miktarını süresi içerisinde yapacağı ıslah ile artırabilecektir. Tam yargı davalarında oluşan zarar miktarının davacı tarafından dava açılış anında belirlenmesi her zaman mümkün olmadığından  getirilen ıslah müessesi, iptal davalarında uygulaması bulunmamaktadır. Bu sebepten iptal davalarında talebin açık bir şekilde belirtilmesi gereklidir.

İdare Mahkemesi Ne Kadar Sürede Karar Verir?

Bu soruda sıklıkla kişilerin merak ettiği konular arasında yer almakla beraber davanın sonuçlanma süresi hakkında mevzuatta net süreler öngörülmemiştir. Diğer yargı türlerinde olduğu gibi idari yargı yerleri de hedef süre koymakla beraber, bu sürelere uymamanın bir yaptırımı bulunmamaktadır. Dava dosyasının karmaşıklığı, istenen belgelerin mahkemeye geç ulaşması, mahkemelerin iş yükünün fazlalığı, hakimlerin coğrafi güvencesinin olmaması ve bazen tayinlere maruz kalmaları gibi pek çok sebep davaların uzamasına neden olabilmektedir. Net bir süre belirlemek zor olmakla davanın ilk derece idare mahkemesinde yaklaşık olarak 6 ay- 1 yıllık sürelerde sonuçlandığı ifade edilebilir.

Yürütmenin Durdurulması Kararı Nedir?

İdare mahkemeleri, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda davacının talep etmesi üzerine dava konusu hakkında yürütmeyi durdurma kararı verebilir. Yürütmeyi durdurma kararı da idare mahkemesinin diğer kararları gibi derhal uygulanması gereken kararlardandır. Belediyeler tarafından yıkım kararlarına karşı yapılan yürütmeyi durdurma talepleri uygulanmakla etkisi tükenecek işlemlerden olup davacının talebi üzerine idarenin savunması alınmaksızın verilebilmektedir. Uygulamada memur tayinleri, disiplin işlemleri gibi ve diğer iptal davalarında idarenin savunması alındıktan sonra yürütmeyi durdurma ile ilgili karar verilmektedir. Mahkeme kararında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Mahkemenin yürütmeyi durdurmaya ilişkin kararına yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır. Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar onbeş gün içinde yazılır ve imzalanır. Uygulamada etkisi tükenecek işlemlere ilişkin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı yaklaşık 1 hafta gibi kısa sürede çıkarken diğer iptal davalarına ilişkin kararlar mahkemenin iş yoğunluğuna göre yaklaşık 2 ay gibi sürelerde ancak çıkmaktadır.

Konuya İlişkin Yargı Kararları:

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/31 E. , 2022/40 K.Bölge İdare Mahkemesi Kararları Arasındaki Aykırılığın Giderilmesi Kararı: Mardin 1. İdare Mahkemesinin 18/10/2019 tarih ve E:2018/1868, K:2019/1553 sayılı kararının özeti: İlgili yönetmelik hükümleri uyarınca ikinci bölgede, o yer için belirlenmiş zorunlu hizmet süresinin en az iki katı kadar kesintisiz olarak görev yapanlar, ikinci bölge ikinci görevini tamamlamış sayılacağından; zorunlu hizmet süresi 2 yıl olan …… İlinde yaklaşık 2 yıl 11 ay çalışmış olan davacının, zorunlu hizmet süresinin iki katı olan 4 yıl boyunca kesintisiz olarak ikinci bölge birinci görev yerinde çalışmadığının açık olması karşısında; …… İli, ……….. İlçesinde fazladan çalıştığı toplam 11 aylık hizmet süresinin ve Iğdır İlinde fazladan çalıştığı 4 ay 5 günlük hizmet süresinin birleştirilerek, ikinci bölge ikinci görev süresinden düşülerek 2019 yılı atama döneminde birinci bölge illere atamasının yapılması istemiyle yapılan 26/09/2018 tarihli başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 13/04/2021 tarih ve E:2020/573, K:2021/282 sayılı kararının özeti: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı g Erzurum 1. İdare Mahkemesinin 15/02/2019 tarih ve E:2018/889, K:2019/261 sayılı kararının özeti: Davacının ikinci bölgede birinci görevini yaparken geçirdiği 1 yıl 14 günlük fazla hizmet süresi o yer için belirlenen zorunlu hizmet süresi olan 3 yıla oranlandığında, %34 oranında ikinci bölgede fazla çalışması bulunduğundan, ikinci bölge olan ……. İline yapılan ikinci görev atamasında …… İli için belirlenen zorunlu hizmet süresinin %66’sını tamamladığında ikinci görev gerekçesiyle, davacının istinaf isteminin reddine kesin olarak karar verilmiştir… ikinci bölgede, o yer için belirlenmiş zorunlu hizmet süresinin en az iki katı kadar kesintisiz olarak görev yapanların, zorunlu ikinci bölge ikinci görevini tamamlamış sayılacağı hükmüne yer verildiği halde 2. bölgede fazladan geçen hizmet sürelerinin 2. bölge 2. görev süresinden değerlendireceği veya mahsup edileceği yolunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, zorunlu hizmet süresi olarak belirlenen sürelerden fazla olarak 2. bölgede çalışan personelin, Yönetmelikte öngörülen hizmet süresini aşan çalışma sürelerinin zorunlu ikinci bölge ikinci görev süresinden sayılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. IV- SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, aykırılığın davanın reddi yolundaki Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 13/04/2021 tarih ve E:2020/573, K:2021/282 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 16/06/2022 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliği ile karar verildi.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2017/6312 E.  ,  2021/4075 K.”… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Dava konusu istem: Öğretim görevlisi olan davacının akademik çalışmaları sonucunda kaleme aldığı ve Sivas İli, … Mahallesi …. Sokak … Apartmanı No :… adresinde ikametgahının altındaki otoparkta depoladığı on beş bin adet kitabın davalı idareye bağlı kanalizasyon ekipleri tarafından dikkatsiz, tecrübesiz ve kontrolsüz tamir ve tadilatlar yapıldığından bahisle 04.09.2015 tarihinde meydana gelen pis su baskını sonucu yok olduğu, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası ile 107.655,00-TL maddi hasarın tespit ettirildiği, su basması nedeniyle makale, seminer ve konferans notlarının da yok olduğu, yurt içinde veya yurt dışında bu notları tekrardan hazırlamasının çok uzun zaman alacağı, bu sebeple davacının çok büyük üzüntü ve elem yaşadığıdan bahisle 107.655,00-TL maddi 20.000,00-TL manevi olmak üzere uğradığı zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K: … sayılı kararda; yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 28.11.2016 tarihli bilirkişi raporu da hükme esas alınarak, olay tarihinde meydana gelen su baskının genel olarak çevreye genel etki edecek büyüklükte bir baskın olmadığı, davacının bulunduğu apartman dışında hiçbir apartmanı etkilemediği, apartmanın garaj kapısına yapılan ızgara imalatı yetersiz olduğu gibi ızgara bağlantısının da imar mevzuatına ve projeye aykırı olduğu, bu haliyle doğal yollarla dahi garajın su ile dolabileceği, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununu 4. maddesi, 3194 sayılı İmar Kanunun 37. maddesi ve Otopark Yönetmeliğinin 8. maddesi uyarınca otopark alanlarının başka amaçlarla kullanılamayacağı hükümleriyle birlikte değerlendirildiğinde davacının iddia ettiği zararın kamuya yüklenmesinin hakkaniyete aykırılık oluşturacağı, dolayısı ile meydana gelen zararla idarenin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığından ortada idare hukuku ilkelerine göre idare tarafından tazmini gerekli bir zarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.……. tarihinde zararın ödenmesi istemiyle davalı idareye başvurulduğu, başvurunun … tarih ve … sayılı yazıyla reddedilmesi üzerine bakılmakta olan işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır…KARAR SONUCU:Açıklanan nedenlerle;. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,…Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesine.. kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

Konu Bütünlüğü Sağlanması Açısından Aşağıdaki Linklerden Diğer Makalelerin Okunması Tavsiye Edilir.

Kategori: İdare Hukuku
Yazar: Arabulucu Avukat Murat YILDIRIM