İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu ve Son Savunmaya Eleştirel Bir Bakış

İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu ve Son Savunmaya Eleştirel Bir Bakış

Bu yazımızda -devlet memurluğundan çıkarma- disiplin cezasının öneminden dolayı özellikle emniyet mensupları açısından yürütülen disiplin soruşturmalarına ve İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna yönelik hukuki açıdan eleştirel bir bakış açısı sunulacaktır.

Konu hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için hukuki açıdan teknik detaylara girmeden yazmış olduğumuz aşağıda linkini paylaştığımız yazılarımızın okunması tavsiye edilir.

https://www.murat-yildirim.av.tr/idare-hukuku/page/2/

https://www.murat-yildirim.av.tr/idare-hukuku/

Kavramsal bilgilerle öncelikle konu hakkında özet bilgileri gözden geçirmek faydalı olacaktır.

  • Kamu teşkilat düzenini devam ettirmek, verimli, süratli ve yararlı bir biçimde çalışmasını sağlamak amacıyla disiplin yaptırımı tesis edilmektedir.
  • Bu bakımdan kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için, disipline aykırı eylem veya işlemlerin sübut bulup bulmadığının, usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması gerekmektedir.
  •  7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun madde 9/1’e göre, devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanacak fiiller ve bu cezayı verme yetkisi ile ilgili olarak 657 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Ayrıca; a) Ülkenin bağımsızlığını zedelemeye, bütünlüğünü bozmaya ve milli güvenliği tehlikeye düşürmeye yönelik herhangi bir faaliyette bulunmak veya aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, vakıf, dernek ve benzeri teşekküle katılmak, bunlara yardım etmek veya bu yapılarla ilişki içerisinde bulunmak. b) İşkence yapma, filleri işleyen personel de devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılır.
  • 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu göre de devlet memurluğundan çıkarma bir disiplin cezasıdır. 1. İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak, 2.Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek, 3.Siyasi partiye girmek, 4.Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek, 5.Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak, 6.Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak, 7.Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak, 8.Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak, 9.Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek, 10.Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak, 11.Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek, 12.Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak.
  • Devlet memurluğundan çıkarma için idari bir işlem ile karar alınır.
  • Kamu görevlisini bir daha devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarılmaktadır.
  • Devlet memurluğundan çıkarma cezasını vermeye, Amirlerin bu yoldaki isteği üzerine memurun bağlı bulunduğu kamu idaresinin yüksek disiplin kurulu yetkilidir.
  • İlgili mevzuat gereğince verilen görevleri yapmak üzere kamu idarelerinin merkez teşkilatlarında yüksek disiplin kurulu kurulur.
  • Yüksek disiplin kurulu, bir başkan ve dört üye ile varsa memurun üyesi olduğu sendikanın temsilcisinden oluşur. (Polis memur ve amirleri için devlet memurluğundan çıkarma taleplerinde kurulda sendika temsilcisi bulunmamaktadır.)
  • Yüksek Disiplin Kurulu: İçişleri Bakan Yardımcısı başkanlığında, Emniyet Genel Müdürü veya Yardımcısı, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı, İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürü, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürünün katılımı ile oluşur.
  • YDK yetkileri: Emniyet Teşkilatı mensupları hakkında hangi sınıf ve derecede olursa olsun devlet memurluğundan çıkarma cezasını, 1., 2. ve 3.Sınıf Emniyet Müdürleri hakkında meslekten çıkarma cezasını vermeye yetkilidir. İl polis disiplin kurullarınca polis memurları hakkında verilen ve Valinin önerisi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kuruluna intikal eden meslekten çıkarma kararları ile Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu ile eğitim ve öğretim kurumlarındaki polis disiplin kurullarının meslekten çıkarma kararlarından Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunca uygun görüş belirtilmeyen dosyaları kesin karara bağlar. Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu ile eğitim ve öğretim kurumlarındaki polis disiplin kurullarınca verilen ve Emniyet Genel Müdürü tarafından uygun görülmeyen kararları kesin karara bağlar.
  • Yüksek disiplin kurullarının ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder.
  • Disiplin kurulları ile yüksek disiplin kurullarının başkanları; toplantı gündemini, toplantı gün, saat ve yerini belirler ve üyeler arasından bir raportör tayin eder, çalışmaların sağlıklı bir şekilde yürütülmesini ve sonuçlandırılmasını sağlar, bu amaçla gerekli olan diğer hususlarda yetki kullanır.
  • Disiplin kurulları ve yüksek disiplin kurullarının üyelerine, soruşturma dosyasını inceleme imkânı sağlanır.
  • Kurul, salt çoğunlukla toplanır.
  • Yüksek disiplin kurullarının (YDK) başkan ve üyelerinin görev başında bulunamamaları halinde kurullara vekilleri katılır.
  • Yüksek disiplin kurullarında raportörün açıklamaları dinlendikten sonra işin görüşülmesine geçilir. Üyeler, toplantılarda soruşturma konusu fiil veya hâl hakkındaki görüşlerini sözlü veya yazılı olarak bildirebilir. Konunun aydınlandığı ve görüşmelerin yeterliği sonucuna varıldığında oylama yapılır. Oylama açık oyla yapılır ve oy çokluğu ile karar verilir. Oylamada çekimser kalınamaz. Başkan oyunu en son kullanır. Oyların eşitliği hâlinde Başkanın bulunduğu tarafın oyu üstün sayılır. Oylamanın sonucu Başkan tarafından açıklanır ve başkan ile üyeler tarafından imzalanan bir tutanakla tespit edilir.
  • Karar, oylama tarihini izleyen yedi gün içinde gerekçeli olarak, karara karşı başvuru yolları ve süreleri ile oy birliği veya oy çokluğu ile alındığı da belirtilmek suretiyle raportör tarafından yazılır ve başkan ile üyeler tarafından imzalanır. Kararda karşı oy kullananların görüşlerine de yer verilir.
  • Yüksek disiplin kurulu tarafından, devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesi isteminin reddine karar verilmesi üzerine ceza vermeye yetkili amirler, mevzuatta belirtilen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla gerekçesini de belirterek, başka bir disiplin cezası vermeye veya disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar vermeye yetkilidir.
  • Devlet memurluğundan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kamu idaresinin yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca karara bağlanır.
  • Disiplin cezası verilen memur, tüm disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurabilir.

Emniyet Mensuplarına Yönelik Yürütülen Soruşturma ve Bakanlık YDK’na Eleştirilerimiz:

Usul Esastan Mukaddemdir.

(Usul Esastan Üstündür. ) Usul kuralları, en hızlı, en kolay ve en ucuz şekilde, hakkın hak edene verilmesi ve hakkın yerine ulaşması için gerekli araçları ve yöntemleri belirlemektedir. Makale konusu bakımından incelendiğinde ise öncelikle disiplin soruşturmasına, mevzuatta belirlenen 6 aylık süre içerisinde başlanmalı ve yetkin kişi/kişileri soruşturmada görevlendirilmelidir. Fakat İdare,  Devlet memurluğundan çıkarma cezası açısından disiplinsizlik fiilinin idare tarafından öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde soruşturmaya başlanmalı ve 2 yıl içerisinde karar verilmesi gerekirken son zamanlarda yürütülen soruşturmalarda bu husus bilerek/bilmeden atlanmakta ve hukuk kuralları çiğnenmektedir. Soruşturmaların hukuk bilgisi yetersiz kişiler tarafından yürütülmesi ise olayın vahametini daha da artırmaktadır. Soruşturmayı yürüten kişinin müfettiş unvanına sahip olması tek başına yeterli sayılmamalı ve devlet memurluğundan çıkarma cezası gibi ağır cezai yaptırımların söz konusu olduğu durumlarda, soruşturmada görevlendirilecek personele güncel hukuk bilgisi yönünden belirli aralıklarla eğitime ve sınava tabi tutulması gerekmektedir. Zira kimi idari soruşturmalarda zamanaşımına uğramış fiiller açısından dahi soruşturma yürütüldüğü gözlemlenmektedir. Bu durum devletin hem zaman kaybetmesine hem de soruşturma altında bulunan personeli açısından psikolojik zorluklar yaşamasına neden olmaktadır. Kimi zaman soruşturmalara süre içerisinde başlanmadığından, zamanaşımını bertaraf etmek adına hukuk dışı uygulamalar yapılabilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Bir Hukuk Devletidir.

İdare, hukuk devletinin bir organıdır ve yaptığı iş ve eylemler yargı denetimine tabidir. Belirli bir dönemde yürürlükte olan kurallar pozitif hukuk kurallarını ifade eder ve öngörülen somut olaylar açısından bu kuralların uygulanması gerekir. Gelişen durumlara göre farklı kurallar yürürlüğe girse de kimseye işlediği zaman suç olmayan bir eylemden dolayı ceza verilemez. Bu kısaca anlatılanlar hukuk genel kuralları olup hukuk devletinin vazgeçilemez unsurlarındandır. Makale konusu açısından önemi ise büyüktür. Zira son zamanlarda yürütülen idari soruşturmalarda bu hususta ciddi hatalar yapıldığı gözlenmektedir. Polisler açısından 2012,2013,2014, 2015 yıllarına ait disiplin suçu isnat ediliyor ve fakat 7068 sayılı yasa hükümlerini bu eylemlere uygulama çabası son derece hatalıdır. Zira isnat edilen eylem zamanında mer’i hukuk kuralı olarak Emniyet Disiplin Tüzüğü geçerlidir. Bu uygulamanın yaygınlaşması hukuk devletine geri dönüşümsüz olarak zarar verecektir.

İdari Soruşturmayı Yürüten Görevliler Lehe ve Aleyhe Olan Bütün Delilleri Toplamalıdır. 

Soruşturma aşamasında kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylem nedeniyle, eylemine uyan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunması disiplin hukuku ilkelerinden olup, bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin olaydaki fonksiyonu ve suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların da göz önüne alınması gerekmektedir. Ancak müfettişlerin soruşturma dosyasını ilgi, ilgisiz bir çok personel hakkında birlikte yürüttükleri ve soruşturma dosyasına sadece personelin aleyhine olabilecek hususların konulması hukuken kabul edilemez.

Savunma İçin Verilen Süre Kısıtlıdır. 

Müfettişlerce alınan beyan savunma değildir. Hakkında inceleme yapılan memurun sadece olay hakkındaki bilgisi alınmakta olup, ifade alınması şeklinde de adlandırılan bu işlem savunma olarak kabul edilemeyeceği için, savunmanın bundan ayrı olarak disiplin cezası vermeye yetkili amir veya merci tarafından alınması gerekmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 130. maddesi Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur savunma hakkından vazgeçmiş sayılır hükmünü taşımaktadır. Uygulamada soruşturma geçiren emniyet personeline, savunma için 7 gün içerisinde savunma yapması konusunda tebliğ yapıldığı görülmektedir. Ancak soruşturma dosya bazen 100’lerce sayfadan oluşabilmektedir. Bu kadar kapsamlı soruşturma dosyasında, isnat edilen suçlamalara karşı 7 gün içerisinde savunma hazırlamak oldukça güçtür. Dolayısıyla bu şartlar altında savunma hakkının kısıtlandığından bahsedilebilecektir. Zira soruşturma geçiren emniyet personeli soruşturma dosyasının tamamına ulamak için dahi bazen günlerini harcamaktadır. Yedi günlük süre içerisinde gerekli hazırlıkları yaparak savunma yapmak  hukuken mümkün değildir ve Anayasa madde 129’da aykırılık teşkil etmektedir.

Yüksek Disiplin Kurulu (YDK)’nun Oluşumu ve Karar Alma Şekli Hukuka Uygun Değildir. 

İçişleri Bakan Yardımcısı başkanlığında, Emniyet Genel Müdürü veya Yardımcısı, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı, İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürü, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürünün katılımı ile oluşan YDK, sadece bakanlığın kendi personellerinden oluşması konuya objektif bakabilecek üyelerden yoksundur.  Sendikal temsil hakkı da olmayan polisler açısından bu oluşum, soruşturma altındaki personel açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Kendisini avukat ile temsil ettirme maddi gücüne sahip olmayan kişiler açısında teknik bir konuda yeterli savunma yapamayan personeller, ciddi yaptırımlara maruz kalabilmektedir. Oylama açık oyla yapılır ve oy çokluğu ile karar veriliyor olması ise yine hukuki açıdan eleştirilecek bir konudur. Zira kurum hiyerarşisi düşünüldüğü olası olumsuzlukların bir nebze önlemek için oylamanın gizli ve kararların nitelikli çoğunlukla alınması daha vicdani kararlar çıkmasını sağlayacaktır.  Yüksek disiplin kurulu, kendisine intikal eden dosyaların incelenmesinde gerekli gördüğü takdirde ilgilinin özlük dosyasını ve her türlü evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidir ancak güncel emniyet personeli soruşturma dosyalarında bu yollara başvurmadığı ve çelişkili hususları gidermeden sonuca gittiği görülmektedir.

Kategori: İdare Hukuku
Yazar: Arabulucu Avukat Murat YILDIRIM