
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 250’de düzenlenen seri muhakeme usulü, Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülen soruşturma evresinin sonunda bazı suçlarda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar vermediği takdirde, şüphelinin avukatı huzurunda seri yargılama usulünü kabul etmesiyle, Cumhuriyet Savcısı tarafından uygulanan ceza yaptırımının mahkeme tarafından denetlenerek hüküm verilmesini ifade etmektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.250’de müdafii huzurunda teklifin kabul edilmesi aranmış olup ayrıca suça yönelik ikrardan söz edilmemiştir.
Seri yargılama usulü, şüphelinin daha hafif bir yaptırım beklentisiyle seri muhakeme usulü teklifini kabul etmesi üzerine başlamaktadır. Ancak bu kurumda şüpheli, dosya içeriğine göre ceza alanında yoğun çalışan ceza avukatı, müdafii ile hukuki bir değerlendirme yapmasında fayda vardır. Çünkü her ne kadar sonuç ceza olası genel yargılama sonucunda alınacak ceza miktarına göre yarı oranında düşük olsa da tıpkı diğer ceza yargılaması sonucunda alınan cezaların yasal sonuçlarını doğuracaktır. Bu ise hızlı ama bazı ceza yargılama güvencelerinden yoksun olan seri muhakeme usulünün eksikleri arasındadır. Zira etkin bir savunma ve delillerin değerlendirmesi tam olarak yapılmadan sonuca gidilmesi ayrıca mahkemenin sadece şekli bazı denetlemeleri yapması adil yargılanma hakkını zedeleyebilecektir. Avantajları ve dezavantajları bulunan bu yargılama usulü sadece tahdidi olarak sayılan suçlar hakkında uygulanabilecektir. Özetle basit yargılama usulüne getirilen eleştiriler bu usul açısından geçerliliğini korumaktadır. Seri muhakeme usulüne tabi suçlara bakma görevi kapsam itibari ile Asliye Ceza Mahkemesini tarafından yerine getirilir.
Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilen dosya kapsamında şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.
Bu usul de yaptırım olarak ceza tipine ve yasaya uygun olarak hapis cezası, adli para cezası ve güvenlik tedbirine hükmedilebileceği gibi koşulları bulunması durumunda seçenek yaptırımlar, cezanın ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması ( HAGB) kararı verilebilecektir. Seri muhakeme usulünde kişi hakkında verilen hüküm adli sicil kayıtlarına işlemektedir.
Seri muhakeme usulü sonunda kişi hakkında verilen kararlara karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir. Uygulama da asliye ceza mahkemeleri tarafından verilen hüküm itiraz üzerine ağır ceza mahkemesi tarafından incelenmektedir. Yapılan incelemede seri muhakeme usulünün söz konusu uygulanıp uygulanmayacağını ve uygulanacaksa şartların gerçekleşip/gerçekleşmediği kurallarına uyulup uyulmadığını yönelik inceleme yapılarak itiraz değerlendirilerek karar verilir.
“Bu itibarla, denetim süresi içerisinde koşullu salıverilen hükümlünün hangi yargılama usulüne tabi olursa olsun denetim süresi içerisinde kasıtlı olarak suç işlemesi ve bunun neticesi olarak hakkında hapis cezasına hükmedilmesinin koşullu salıverilme kararının geri alınması için yeterli olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 23/06/2022 gün ve 94660652-105-34-9206-2022-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü; Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/03/2022 tarihli ve 2022/341 değişik sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA”
“Dosya kapsamında yer alan 08.06.2022 tarihli tutanakta kolluk ekiplerinin çevredeki hurdacıları gezmesi üzerine şikâyetçinin suça konu eşyaları ele geçirilerek teslim edildiği, sanık tarafından gerçekleştirilen bir iade veya tazminin bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağı, sanık hakkında kurulan hükümde alt hadden uzaklaşma gerekçesi olarak “suçun işleniş biçimi, suç kastının yoğunluğu ve meydana gelen zararın ağırlığı” nın gösterildiği ve sanığın eylemine uyan suç bakımından seri yargılama usulü uygulanamayacağı ayrıca yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.”
Av. Deniz DUMAN Av. Murat YILDIRIM