
Ceza muhakemesi (yargılaması) aşağıdaki aşamalardan oluşmaktadır:
Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) madde 170′ e göre; kamu davası açma görevi, Cumhuriyet Savcıları tarafından yerine getirilir ve soruşturma evresi sonunda toplanan deliller neticesinde Cumhuriyet Savcısı suçun işlendiği hususunda yeterli şüpheye ulaşmış ise iddianame düzenler. Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianame de yasanın aradığı bütün unsurlar bulunmak zorundadır. İddianame de şüphelinin lehine ve aleyhine bütün hususlar belirtilir ve işlendiği iddia olunan suç ile ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği açıklanır.
İddianamenin yetkili ve görevli mahkeme tarafından kabulü ile kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar. Bu aşamadan sonra yapılan muhakeme ceza davası (kamu davası) olarak nitelendirilir ve izah edildiği üzere ceza davası açma yetkisi Cumhuriyet Savcısına aittir.
Ceza davalarına bakmakla görevli mahkemelerin görevleri kanunla düzenlenir ve davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında resen karar verir. Ceza yargılamasında ilk derece ve ikinci derece mahkemeleri ile Yargıtay’dan oluşan bir yapılanma söz konusudur. Ceza mahkemeleri, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinden oluşmaktadır. Asliye ceza mahkemeleri tek hâkimli olup Ağır ceza mahkemesinde ise bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur (Bu mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır).
Türk Ceza Kanununda yer alan; yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), Parada sahtecilik, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332’nci maddeler hariç) ve 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir.
Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır. Asliye Ceza Mahkemesinin görevli olduğu bazı suç tipleri şunlardan oluşmaktadır:
Sulh ceza hâkimliği, kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek ile görevlidir.
Ceza davasına bakma yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. Teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçunda eser, mağdurun yerleşim yerinde veya oturduğu yerde dağıtılmışsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. Mağdur, suçun işlendiği yer dışında tutuklu veya hükümlü bulunuyorsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. Suçun işlendiği yer belli değilse, şüpheli veya sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Bu konu ile ilgili yazmış olduğumuz detaylı makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
Avukatlık mesleğinde, resmi olarak ceza avukatı ya da boşanma avukatı gibi çeşitli isimler altında sınıflandırılmış bir avukatlık ayrımı bulunmamaktadır. Çünkü yasanın aradığı şartları yerine getirerek avukatlık ruhsatı alan ve baroya kayıt olan bütün avukatlar, mahkemelerde görülmekte olan bütün dava çeşitlerini vekalet ile yürütme yetkisinde sahiptir. Ancak kimi avukatlar sadece belli alanlarda çalışarak o alanla ilgili daha fazla tecrübe sahibi olmasının bir gereği olarak her ne kadar kanunda yeri olmasa da ceza avukatı, iş hukuku avukatı, icra avukatı, boşanma avukatı gibi anılabilmektedir. Ceza yargılamalarında kural olarak avukatla temsil yasanın istisnai tuttuğu durumlar hariç zorunlu olmamakla beraber, hakkınızda ceza davası açıldı ise avukattan hukuki yardım almanız yerinde olacaktır.
Yargıya 15.Ceza Dairesi 2017/2010 E., 2017/23965 K.
Ağır ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından, sanığın beraatına ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;… ili, … ilçesi, … köyü 2803 sayılı parselin gerçek malikinin … oğlu, 1942 doğumlu katılan … olmasına rağmen, Ankara Barosuna kayıtlı olarak avukatlık görevini yapan sanığın, gerçekte böyle bir kişi bulunmadığı halde, … oğlu, 1946 doğumlu … tarafından kendisine vekaletname verildiği şeklinde sahte olarak …. Noterliği’nin 16/08/2004 tarihli vekaletnamesini düzenlediği, ardından da bu sahte vekaletname uyarınca … vekili sıfatıyla belediye aleyhineAnkara 9. Asliye Hukuk Mahkemesin’de bahsi geçen taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atmadavası açtığı, dava neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine bahsi geçen ilama dayalı olarak alacaklı vekili sıfatıyla icra takibi başlatarak söz konusu icra dosyasında alacağın tamamını Belediye Başkanlığından bu sahte vekaletnameye istinaden tahsil ettiği, sanığın bu surette nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda,
Ankara 5. Ağır ceza Mahkemesi’nin 2013/449 Esas, 2015/235 Karar sayılı, 14/09/2015 tarihli kararı ile sanıklar … ve … hakkında, temyiz inceleme konusu olay ve diğer parsel maliklerine karşı işlenen, sahte vekaletname eylemlerine ilişkin olarak, avukat …’in katılan sıfatının olduğu nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı ve sanıkların mahkumiyetine karar verildiği, yapılan temyiz üzerine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/352689 tebliğname numarasını aldığı ve Başsavcılık arşivinde bulunduğunun anlaşılması karşısında; her iki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması nedeniyle öncelikleAnkara 5. Ağırceza Mahkemesi’nin 2013/449 Esas, 2015/235 Karar sayılı dosyasının sonucunun beklenmesi, temyiz neticesine göre mümkün olması halinde her iki dosyanın birleştirilmesi, birleştirmenin mümkün olmaması halinde ise bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin alınması ve sanığın hukuki durumunun bunlara göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıya 10.Ceza Dairesi 2020/13504 E. , 2020/8069 K.
Mahkeme : AnkaraBölge Adliye Mahkemesi 18. ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : a)-Mahkûmiyet: Ankara 3. Ağır ceza Mahkemesi,
12/10/2018 – 2017/579 esas ve 2018/401 kararDosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Hükmün temyiz edilmesinden sonra, sanık …’ın Sincan 4 Nolu L Tipi Kapalı ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nde bilirkişi tercüman aracılığıyla alınan 09/10/2020 tarihli ifadesinde kanun yolu talebi bulunmadığını beyan etmesi nedeniyle; Afganistan uyruklu olup; Türkçe bildiği için tercümana ihtiyacı olmadığını beyan eden sanık …’un ise Sincan 4 Nolu L Tipi Kapalı ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nde alınan 11/11/2020 tarihli ifadesindeki “… 12 yıl 6 ay cezamı, suçumu kabul ediyorum, cezamın onaylanmasını istiyorum. İstinaf ve temyiz talebim yoktur. Eğer benim yerime avukatım istinaf ve temyize başvurduysa benim beyanım esas alınarak avukatımın başvurusunun geçersiz sayılmasını mahkemeden talep ediyorum.” şeklindeki talebinin, temyiz isteğinden vazgeçme niteliğinde olduğu anlaşıldığından, temyizden vazgeçme nedeniyle hükümlerin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, dosyanın Ankara 3. Ağır ceza Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. ceza Dairesi’ne gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”